Şimdi gözlerimi diktim tavana. Yine o hüzünlü geceyi
hatırlıyorum. Yarım bardak şaraba bakıp, sigara üstüne sigara içtiğim
geceyi.... Lanet geceyi.
Bırak beni.
Aslı, iyice
bağırmıştı. Nasıl bir kini varsa içinde. Nasıl da biriktirmişse öyle sızlandı.
O romantik geceyi mi bulacaktı sanki sızlanacak. Ama avazı çıktığı kadar da
bağırdı sevgilisinin yüzüne. Sakinleşince ikisi de bir kenara savrulmuş, ağır
bir savaştan çımış gibi bitkin düşmüşlerdi. Ne gecenin, ne şarabın ne duvarlara
yansıyan büyük gölgelerin bir anlamı yoktu. Artık yoktu. Ne için hazırlanmıştı
bunca şey. Yüzleşmek için mi?
Korku sıkıştırdı
sevgilisini o an. Gözlerini kaçırdı Aslı'dan. Nerden biliyordu sakladığı onca
şeyi Aslı. İnsan birini tanıdıkça içindeki karanlığı da görmeye başlıyordu
sanki. Acıyla savurdu kendini Sevgilisi. "Unutamadım..." dedi "haklısın."
"Ne yaptıysam ne ettiysem unutamadım hala." Karşısındakinin
haklılığına mı, yoksa acıyla itirafları bağıran korkaklığına mı şaşırmalıydı
adam. Aslı'ya karşı ilk defa bu kadar ezik hissetmişti. Terkedilmekten korktuğu
için attığı onca takla çaresiz kalmış sonunda kafasını bir yerlere çarpmıştı.
"O
hissiz uyuduğum geceler." diye devam etti Aslı. "Kiminle uyuyordum
ben?" "Rüyalarından bile daha fazlası değildim." Aslı'nın ondan
daha fazla çaresiz olduğunu anladı o an. Ve aslında ona bir süredir hissettirdikleri
pek çok hakaretten daha büyüktü. Hak verdi Aslı'ya en sonunda da sadece tamam
diyebildi. "Tamam." "Nereye istiyorsan git".
Aslı yüzünü yıkayan
rüzgarla kendini ve geçmişini toplamaya çalıştı. Bağırıp çağırdığı ve sessiz
kaldığı onca ayrıntıyı gün yüzüne çıkarmanın huzurunu yaşıyordu. Mevsimin
dengesizlği içinde çıktığı bu yolda bazen üşüyor, bazen terliyordu.
Pek çok zamanın ardından Aslı O günü hatırladı. Ve o günden
sonra aldığı birkaç mesajı.
Sevgilisi; "Şamdanı neden aldın?"
Aslı; "Kırmıştım. Geride kırık hiç bir şey bırakmak
istemdim."
Sevgilisi; "Geride çok şey bıraktın."
Aslı; "Ne gibi şeyler?"
Sevlgilisi; "Çok şey. Hatırlarsın o gece sular
kesikti... "
Yorumlar
Yorum Gönder